Aklıma gelince serden geçerim
Elinden inan ki zehir içerim
Varlığın yetiyor seni seçerim
Razıyım sana diyemiyorum
Ellerin elime bir kere versen
Tutunca elini kalbimi görsen
Eğer ben sana razıyım dersen
Yanarım sana diyemiyorum
Tanımaz olaydım seni güzelim
Erbay’ım kül oldum sanki gazelim
Merakım bitsin senle gezelim
Hayranım sana diyemiyorum
Sevdim ama diyemedim yüzüne
Bir şey oldu bakamadım gözüne
Hiç karşılık veremedim sözüne
Seviyorum diyemem ki bir türlü
Karşımda görünce dolaşır dilim
Her yanım titriyor bitiyor pilim
Acaba kızar mı dokunsa elim
Seviyorum diyemem ki bir türlü
Söyleyince belki bana kızarsa
Bağırıp çağırıp beni bozarsa
Celallenip bir suratı azarsa
Seviyorum diyemem ki bir türlü
Utana sıkıla yanına varsam
Beni seviyor mu acaba sorsam
Kızar mı bilmiyom kollarım sarsam
Seviyorum diyemem ki bir türlü
Bir yere giderken yolunu kesem
Ahmet Erbay seni seviyor desem
Onunla oturup bir yemek yesem
Seviyorum diyemem ki bir türlü
Vergileri verdik yaptınız yolu
Girişi çıkışı gişeyle dolu
Paramızla yaptın böylemi olu
Dinle dinle beni hey insanoğlu
Okul mu yaptın doğruyu söyle
Hastane yapmadın olur mu öyle
Sadece yol yapmış söylüyor böyle
Dinle dinle beni hey insanoğlu
Bilenler biliyor neleri sattın
Güzelim ülkeme sen neyi kattın
Komşuluk koymadın herkese çattın
Dinle dinle beni hey insanoğlu
Köprüler yaptın hepsi paralı
Bütün Türkiye’nin yürek yaralı
İnsanlar perişan bahtı karalı
Dinle dinle beni hey insanoğlu
Hastane kuyruğu bitmedi sıra
Gariban insanlar yanıyor çıra
Hallerin görsen çarpılmış tıra
Dinle dinle beni hey insanoğlu
Hanı terör bitecekti bitmedi
Ülkemizi bir terk edip gitmedi
Sanki dertlerimiz bize yetmedi
Dinle dinle beni hey insanoğlu
Nereden geldiniz bu neyin nesi
Konuşup yazamaz çıkamaz sesi
Bütün vatandaşlar etmiştir pesi
Dinle dinle beni hey insanoğlu
Ahmet Erbay derki nereden çıktın
Bırak git artık bizleri sıktın
Bu kadar insanın kalbini yıktın
Dinle dinle beni hey insanoğlu
Senin ile tesadüfen tanıştık
Günler geçti biz her şeye alıştık
Köprünün üstünde az mı konuştuk
Köprünün dilleri yok ki söylesin
Seviyom diye neden söz verdin
Sensiz dünyada yaşamam derdin
Camdan bakar bana hep el ederdin
Camların dilleri yok ki söylesin
Bir saat görmesem özlüyom derdin
Çıkardın kapıya yolum gözlerdin
Yollarda seninle az mı gezerdim
Yolların dilleri yok ki söylesin
Ayrıldın Erbay’dan ne kadar üzdün
Senden ayrılalı canımdan bezdim
Şiirle mektupla derdimi yazdım
Kalemin dilleri yok ki söylesin
Dilek ağacına mendil bağladım
Nazlı yar benim olsun diyerek
Yüzlerimi sürdüm sürdüm ağladım
Nazlı yar benim olsun diyerek
Yârimi ver ne olur dilek ağacı
Zaten ben dertliyim tattırma acı
Bütün dilenciye verirdim pacı
Nazlı yar benim olsun diyerek
Dilek ağacının her yanı havlu
Ellemen bana yüreğim dağlı
Açtım ellerimi tanrıya doğru
Nazlı yar benim olsun diyerek
Ey dilek ağacı püskül her yanın
Bir şeyler der gibi sallanır dalın
Kestim kurbanın akıttım kanın
Nazlı yar benim olsun diyerek
Dilek ağacının her yanı dümdüz
Bu garip Erbay’ın gülmedi henüz
Tanrıya yalvardım geceyle gündüz
Nazlı yar benim olsun diyerek
Doktor bey derdimi diyeyim sana
Bende kurşun değil dil yarası var
Çifte mermi değil söz değdi bana
Bende kurşun değil dil yarası var
Çok fena dokundu için yanıyor
Dıştan göremezsin içten kanıyor
Beni gören kurşun yedi sanıyor
Bende kurşun değil dil yarası var
Boşuna arama yaram çok derin
Yaram gizli yerde bulaman yerin
Bana laf söyleyen o kadar serin
Bende kurşun değil dil yarası var
Dışardan görünmez boşuna bakma
Beni muayene edip canımı yakma
Yatağa yatırıp serumlar takma
Bende kurşun değil dil yarası var
Kurşundan beterdir dostların lafı
Ahmet Erbay asla etmiyor afı
Sohbet esnasında işledi gafı
Bende kurşun değil dil yarası var
Çok kötüdür eşin dostun karası
Kurşun değil dil yarası öldürür
İnsanı öldürmez kurşun yarası
Kurşun değil dil yarası öldürür
Yalan dolan ortalığı germeyin
Ahın alıp günahlara girmeyin
İftirayla boşa kara sürmeyin
Kurşun değil dil yarası öldürür
Gözünle görmeden yalanı deme
Bir insanoğlunun hakkını yeme
Yarın Arasat’ta girersen ceme
Kurşun değil dil yarası öldürür
Duyunca inanıp iftira etme
Vebalını alıp günaha yetme
Sürüp te karayı oradan gitme
Kurşun değil dil yarası öldürür
Ahmet Erbay sakın alma ahını
Hiç unutma hesap soran şahını
Çekme sakın eyvahını vahını
Kurşun değil dil yarası öldürür
Dinle sana bir nasihat edeyim
Uyum sağla dik baş olma sakın ha
Uyumlu ol daha sana ne deyim
Uyum sağla dik baş olma sakın ha
Dikkatli ol sakın kusur eyleme
Ses yükseltip aman kötü eyleme
Büyüğüne küfür günah söyleme
Uyum sağla dik baş olma sakın ha
Saygı göster hiç bağırma yüzüne
Lafın kesip söz eyleme sözüne
Mana vardır çok iyi bak gözüne
Uyum sağla dik baş olma sakın ha
Büyüklerin bedduasın alırsın
Günah alır ortalıkta kalırsın
Eyvah çekip sende pişman olursun
Uyum sağla dik baş olma sakın ha
Anneye babaya kaldırma elin
Hiç iflah olmazsın doğrulmaz belin
Bağırıp çağırma biraz tut dilin
Uyum sağla dik baş olma sakın ha
Atandır hor görme Ahmet Erbay’ı
Saygın ol herkese olma sen dayı
Okun yamuk ise suçlama yayı
Uyum sağla dik baş olma sakın ha
Sordum soruşturdum dünya alemi
Hakim savcı büküp kırdı kalemi
Bir iki dakika eyle kelamı
Dertsiz insan bulamazsın arama
Her kulunun bir derdi var yaralı
Sanki yas tutuyor ciğer karalı
Zalim avcı vurmuş yavru maralı
Dertsiz insan bulamazsın arama
Yarasız ağaç yok dertlidir kulu
Huzur yoksa netsin parayı pulu
Kiminle konuşsan dert dolu dolu
Dertsiz insan bulamazsın arama
Söyletsen birini bin ah çekiyor
Gözlerinden kanlı yaşlar döküyor
Hep diyor ki felek bize çöküyor
Dertsiz insan bulamazsın arama
Düşünüp duruyor koynunda eli
Ağarmış saçları kalmamış teli
Herkes mi ben gibi Ahmet ’mi deli
Dertsiz insan bulamazsın arama
Ah bu benim dertli başım
Dertten derde düştün neden
Daha çok küçükken yaşım
Dertten derde düştün neden
Beni dertten derde saldın
Aklımı başımdan aldın
Gurbet ele esir oldun
Dertten derde düştün neden
Nedir bu çektiğim zalim
Sarptan sarpa düştü yolum
Artık hiç kalmadı halım
Dertten derde düştün neden
Karadır bu bahtım kara
Göremezsin kalpte yara
Ararım bulunmaz çare
Dertten derde düştün neden
Yeter behey tanrım yeter
Dertlerim ölümden beter
Erbay ateş olmuş tüter
Dertten derde düştün neden