Genç ömrünü verme poyraza yele
Saçlarını döker döndürdü kele
Geriye dönüp de şöyle bak hele
Yorulmuş bedenin yaşlanmışın sen
Bastonu hazırla yaklaştı günler
Yel gibi savuştu bu günler dünler
Dostların unutur söylenmez ünler
Yorulmuş bedenin yaşlanmışın sen
Elin titreyecek sofra başında
Beyazlar çıkacak siyah kaşında
Yokuşta kalırsın elli yaşında
Yorulmuş bedenin yaşlanmışın sen
Gençliğin gidiyor tükendi yıllar
Saçında başında ağarır kıllar
Ağır yük olunca kaldırmaz kollar
Yorulmuş bedenin yaşlanmışın sen
Ahmet Erbay her bir yana koşardı
Genç olsaydı bu dünyada yaşardı
Bir çırpıda dağı taşı aşardı
Yorulmuş bedenin yaşlanmışın sen
İlk Yorumu Siz Yapın